Önceleri bedenen orada bulunarak ve yüz yüze yapabildiğimiz birçok şeyi de salgın döneminde internet üzerinden ve adeta açık bir alışveriş merkezine dönüşen sosyal medya araçları aracılığıyla yapmaya mecbur kaldığımız günlerde, bir belgesel yayınlandı; The Social Dilemma yani Sosyal İkilem.
1 sa 34 dakikalık belgesel, Sosyal medya araçlarını bireylerin zaman tüketimi, psikolojik sorunlar, teknoloji bağımlılık, toplumsal kutuplaşma, verilerin kötüye kullanımı gibi birçok açıdan değerlendiriyor.
🔎 Belgeseli aynı konuları ele alan diğer içeriklerden ayıran önemli bir yanının, konuşmacıların Google, Facebook, instagram, youtube, twitter gibi uygulamaların kurucuları ve geliştiricilerinden oluşması olduğunu söyleyebiliriz.
🔎Verilerin toplanması, işlenmesi ve genel olarak algoritmaların kişiselleştirilmiş bir şekilde çalıştığına aşina olsak da, belgesel bunların sonuçlarına birey, toplum, ülke, dünya bazında dikkat çekiyor ve sosyal medya kullanımımızı yeniden düzenlememiz gerektiğini savunuyor.
🔎Teknoloji ve sosyal medya bizim düşmanımız değilse de onları kullanım konusunda daha bilinçli olmamız gerekiyor ve bu konuda bazı tavsiyelerde bulunuluyor;
🔻Bu şirketler denetlenebilir olmalı ve verilerin kötüye kullanımının önüne geçilmeli.
🔻Kullanıcılar olarak, bir haber içeriğini paylaşmadan önce “gerçekliğini”kontrol edin.
🔻Akışınızda, farklı bakış açılarına yer verin.
🔻Sık bildirim gönderen ve zamanınızı çok fazla tüketen uygulamaları silin, bildirimlerini kapatın/azaltın.
🔻Arama geçmişinizi saklamayan Qwalt gibi arama motorları kullanın.
🔻”Önerilen”videoları izlemeyin, reklamlara tıklamayın. Seçimi yapan siz olun.
🔻Liseye kadar, yaş olarak en az 16 yaşına kadar sosyal medya kullanımına izin vermeyin.
🔻Yatmadan yarım saat önce ekran kullanımınızı durdurun, telefonu yatak odanızda bulundurmayın.